<body><script type="text/javascript"> function setAttributeOnload(object, attribute, val) { if(window.addEventListener) { window.addEventListener('load', function(){ object[attribute] = val; }, false); } else { window.attachEvent('onload', function(){ object[attribute] = val; }); } } </script> <div id="navbar-iframe-container"></div> <script type="text/javascript" src="https://apis.google.com/js/platform.js"></script> <script type="text/javascript"> gapi.load("gapi.iframes:gapi.iframes.style.bubble", function() { if (gapi.iframes && gapi.iframes.getContext) { gapi.iframes.getContext().openChild({ url: 'https://www.blogger.com/navbar.g?targetBlogID\x3d17384783\x26blogName\x3dMutfaktakiler:+Bug%C3%BCn+ne+pi%C5%9Firdik?\x26publishMode\x3dPUBLISH_MODE_BLOGSPOT\x26navbarType\x3dBLUE\x26layoutType\x3dCLASSIC\x26searchRoot\x3dhttps://mutfaktakiler.blogspot.com/search\x26blogLocale\x3dtr_TR\x26v\x3d2\x26homepageUrl\x3dhttp://mutfaktakiler.blogspot.com/\x26vt\x3d8829638997459478945', where: document.getElementById("navbar-iframe-container"), id: "navbar-iframe", messageHandlersFilter: gapi.iframes.CROSS_ORIGIN_IFRAMES_FILTER, messageHandlers: { 'blogger-ping': function() {} } }); } }); </script>

10.31.2005

Sebzeli Yoğurt Çorbası


Ramazan ayının son günlerinde soframızı süsleyecek doyurucu ve lezzetli bir çorba...Buna benzer bir çorba, bir kitapta görüntüsünden olsa gerek "bahar çorbası'' olarak adlandırılmıştı.

Malzemeler:
  • 1 büyük boy patates
  • 2 orta boy havuç
  • 1 adet tavuk veya et bulyon
  • 2-3 çorba kaşığı sıvı yağ
  • 1 su bardağı yoğurt
  • 1-2 avuç pirinç
  • 1 çorba kaşığı un
  • Nane ve kırmızı pul biber

Yapılışı:

Patates ve havuçlar küp küp doğrandıktan sonra sıvı yağda 5-6 dakika kavrulur. 1-1.5 su bardağı sıcak su eklenip, bulyon tablet atılır. 1-2 avuç pirinç eklenir. Orta ateşte arada bir karıştırılarak 5- 6 dakika pişirilir. Ayrı bir tarafta, 1 çorba kaşığı un hafifçe kararıncaya kadar kavrulur ve tenceredeki karışıma eklenir. 1 bardak yoğurt iyice çırpılır ve sıcak karışımdan bir miktar alınarak hafifçe ılıklaştırılır. Daha sonra tencereye yavaş yavaş eklenir. Oluşan yoğun karşım bir kaç dakika iyice karıştırılır ve 2-3 bardak su eklenir. Orta ateşte karıştırılarak kaynatılır. Ocaktan alınan çorbaya tuz eklenir, nane ve kırmızı pul biberle süslenerek servis yapılır.

Afiyet olsun!!

6 Yorum:

At 31/10/05 02:07, Blogger nihan ...

Merhaba Pıtırcık,
Soğuk kış günlerinde içimizi ısıtacak güzel bir çorba yapmışsın sağol. Ben de deneyeceğim kolay ve lezzetli bir çorbaya benziyor. Ellerine sağlık.
Sevgiler.

 
At 31/10/05 02:29, Blogger Pitircik ...

Merhaba Nihan,
Yorumun için teşekkürler. Bu çorbanın hazırlaması gerçekten kolay.Üstelik doyurucu da. Umarım en kısa zamanda dener tekrar yorumunu yazarsın:) Sevgiyle kal...

 
At 31/10/05 02:45, Blogger Pitircik ...

Tabii ki Minecim...Senin de bulyonlu pilavın çok güzeldi:)

 
At 31/10/05 14:30, Blogger Elif ...

Pitircik nefis gorunuyor, ben butun corbalari cok severim zaten. Ozellikle Ramazan'da corbasiz bir iftar sofrasi dusunemiyorum.

 
At 3/11/05 18:25, Blogger Nazan ...

selam Pitircik.Corba oyle guzel gorunuyor ki sanki mis gibi kokusu su an burnuma geliyor :) himmm.Bir de senin cok guzel papates corban vardir, onun da tarifini en yakin zamanda bekliyorum..ellerine saglik..

 
At 4/11/05 10:40, Blogger Pitircik ...

Nazan, bravo dogrsusu...Nasil da hatirladin patates corbasini?? Ben onu size belki uc sene once yapmistim. Demmekki guzelmis. Cok sevindim begendigine:)))

 

Yorum Gönder

<< Ana Sayfa

10.28.2005

Evde Peynir Var mı?


Malum Türk milleti için ekmek, öğünlerin vazgeçilmez bir parçasıdır.

Maalesef Türkiye'de iken alışmış olduğum ekmeklerin tadını Amerika'da hiçbir ekmekten alamıyorum. Nerede tarhana çorbasına doğradığımız mısır ekmeği ya da Ramazan ayında iftara yakın aldığımız o güzelim pidenin kokusu?


Henüz ekmek makinam yok ancak geçtiğimiz günlerde ekmek makinası için tarifler içeren bir kitap aldım. Sırf bizim ekmeklerimize benzer bir tarif var mı görmek, varsa uygulamak için.

Bu kitaptan ilk denediğim tarif klasik, tam kepekli ekmekti. Diğerlerine göre daha kolay ve yapımı az zaman alacak gibi görünüyordu.

Evde özel karışım unlar bulundurmadığımdan malzemeler ile biraz oynadım. Dışarıda satılan kepekli ekmekler gibi olmadı ama kahvaltılık, çok hoş bir ekmek çıktı ortaya. Ekmek makinası olup uygulamak isteyenler için kitapta yazılan tam ölçüleri ve yapılışını, benim gibi değişiklik yapmayı sevenler için de parantez içerisinde kullandığım alternatifi yazacağım.
  • 1 bardak ılık su
  • 1 yemek kaşığı mısırözü yağı (evdeki yağ karışımı)
  • 1.5 bardak* kepek ekmeği unu (1/2 bardak mısırunu, 1/2 bardak kepek, 1/2-3/4 bardak beyaz un)
  • 1 yemek kaşığı yağsız süt tozu
  • 1 çay kaşığı tuz
  • 2 yemek kaşığı esmer şeker (1.5 kaşık bal)
  • 1.5 çay kaşığı aktif kuru maya
Suyu ve yağı ekmek kabına yerleştirin (ben sıradan bir kap kullandım). Tüm unu ve süt tozunu su yüzeyini kaplayacak şekilde serpin. Ekmek kabının iki farklı köşesinden tuzu ve şekeri ekleyin (tuzu ve balı hepsinin üzerine direk koydum). Sıvı ile temas etmesine izin vermeden mayayı ekleyin.

Makinayı tam kepekli, yarı sert ayarına getirip çalıştırın (tüm karışımı 5-10 dakika kadar yoğurdum, 1.5 saat ılık bir yerde mayalanmasını bekledim ve yarım saat-45 dakika kadar pişirdim).

Kitaptaki en kolay tariflerdendi. Ekmek makinasında hazırlanma süresi 5 dakika, pişme süresi 3.5 saat olarak görünüyor.

Gecenin bir yarısında yaptığım bu ekmek pişerken kokusu dayanılmazdı. Fırının önünde ciğerci kapısındaki kediler gibi bekleyip pişer pişmez de yarısını bitirmeme, geri kalan yarısını da yememek için kendimi zor tutmama neden oldu bu nefis koku. Özellikle peynir ile mükemmel bir ikili oluşturdular. Yanına bir de çay demlemek vardı ama onu bekleyemedim :)

*Bardaklar 200ml'lik olacak. Son yıllarda yaygınlaşan kupa bardaklar aynı sonucu vermeyebilir :)

7 Yorum:

At 28/10/05 23:12, Blogger Elif ...

oburkedicim ellerine saglik ve afiyet olsun:)bakiyorum yeme aliskanliklarini degistirmissin. Kediler ne zamandan beri ekmek yemeye basladilar allahaskina? Pardon ya sen oburdun degil mi? hehe...

 
At 28/10/05 23:31, Blogger ipodtouch ...

O ekmegin kokusunu alan yemek aliskanliklarina falan pek bakamiyor. :)

 
At 29/10/05 01:21, Blogger ipodtouch ...

Maalesef bu ekmek 24 saat icerisinde bitti. Ancak bir daha ki denememde sana da bir parca ayiracagim Minecigim.

 
At 29/10/05 04:30, Blogger Pitircik ...

Obur kedicik sen ne maharetliymissin boyle! Ekmek gercekten cok davetkar gorunuyor. Ellerine saglik!! Biz de bir kac kez ekmek yapmayi denedik ekmek makinesi ile. Ama sizin kadar cabuk tuketemedik. Cok sert oldu...Neyse ben de tatmak istiyorum sizin ekmekten:)

 
At 30/10/05 10:24, Blogger ipodtouch ...

Sevglili xtra,

Bahsettigin ekmegin tarifini ınternetten bulup onumuzdeki haftalarda deneyecegim. Tavsiyen icin tesekkurler. Eger senin tavsiye edecegin bir tarif varsa sevinirim.

 
At 23/9/06 14:57, Anonymous Adsız ...

Süt Tozu yerine ne kadar süt kullanabilirim?Bide fırının ısı ayarı kaç derece olmalı,şimdiden teşekkürler...

 
At 2/10/14 04:38, Blogger seolara ...

Paylaşımlarınız çok başarılı, sitenizi ilgiyle takip ediyorum..
çay makinesi
remtamutfak.net
Döner Makinası
çay kazanı
çay makinası
tost makinası
ızgara
endüstriyel mutfak
Tek Parça izle
Tek Parça izle
cerciko.com

 

Yorum Gönder

<< Ana Sayfa

Hünkar Beğendi

Biraz vakit alıcı ama çok lezzetli bir yemek...

Malzemeler (6 kişilik):

Et için:
  • 1.5 kilo kuzu eti
  • 2 orta boy soğan
  • 1 diş sarımsak
  • 2 çorba kasığı tereyağ ya da margarin
  • 3 kabuğu soyulmuş domates
  • 2 çay kaşığı domates salçası
  • Tuz, karabiber ve kekik
  • 1.5 su bardağı su

Beğendi için:

  • 4-5 adet büyük patlıcan
  • 4 çorba kaşığı limon suyu
  • 4 çorba kaşığı tuz
  • 10 bardak su
  • 1 su bardağı süt
  • 1/2 su bardağı un
  • 2 çorba kaşığı tereyağ ya da margarin
  • Kaşar ya da mozarella

Yapılışı:

Öncelikle patlıcanlar fırında yaklaşık 30 dakika kadar arada bir çevrilerek közlenmeye bırakılır. Bu sırada tereyağ orta büyüklükte bir tencerede kızdırılır. Etler atılıp, kahverengi oluncaya kadar karıştırılarak pişirilir. Soğan ve sarımsak eklenip, 1-2 dakika daha karıştırılır. Salça, domates, bahartlar ve su eklenip, çok kısık ateşte 2-3 saat pişirilmeye bırakılır.

Patlıcanlar fırından alınır, oda sıcaklığına geldikten sonra kabukları soyulup büyükçe bir kaptaki tuz, su ve limon suyu karişımında 10 dakika kadar bekletilir. Bu şekilde patlıcanların kararması engelleniyor. Bu arada, un eritilen tereyağında kavurulur ve süt eklenir. Suyu iyice süzülmüş patlıcanlar bu karışımın içine eklenip, 5-6 dakika karıştırılarak püre haline gelene kadar pişirilir.

Beğendi tabağa yayılıp üzerine peynir serpildikten sonra pişirilen et koyulup, maydanozla süslenerek servis yapılır.

Afiyet olsun!!

5 Yorum:

At 28/10/05 01:03, Blogger Nazan ...

eline saglik pitircik..Etin tadi hala damagimizda..ne kadar da yumusacik ve agizda dagiliyordu.cok lezzetliydi.biraz zahmetli ama olsun,ilk firsatta benim de misafirlerime pisirecegim bir yemek..

 
At 28/10/05 05:05, Blogger elcinin_mutfagi ...

pitircik ellerine saglik etin ne kadar lezzetli oldugu resimden bile belli:)ben bir kere yaptim yedim ve cok begendim..uzun zaman oldu senin tarifini görünce tekrar yapmanin zamani geldigini farkettim:)

 
At 28/10/05 21:41, Blogger Elif ...

Hunkar begendi demek:) olsa da yesek keske. Resim de cok basarili cekilmis bu arada pitircik:)

 
At 29/10/05 04:24, Blogger Pitircik ...

Size de pisiririm asistente:)Tadi da cok hos oluyor. Bu arada bu yemege chefin de katkilari cok buyuk:) Fotograf guzel olmus degil mi? Nazan'la beraber ozenle cektik!

 
At 7/11/05 10:03, Anonymous Adsız ...

annemle beraber cok begendik.seni opuyoruz.annen alper dılek masa altından damla

 

Yorum Gönder

<< Ana Sayfa

10.27.2005

Acuka (Cevizli Ezme)



Kahvaltılarda ekmeğin üzerine veya tostun arasına iştah açıcı bir ezme. Hazırlaması gerçekten çok kolay.

Malzemeler:

  • 5 yemek kaşığı biber salçası
  • 1 yemek kaşığı domates salçası
  • 1 yemek kaşığı zeytin yağ
  • 3 diş sarımsak
  • 1 dilim bayat ekmek
  • 1 bardak ceviz
Cevizler mutfak robotunda çekilir, sarımsaklar rendelenir ve bütün malzemeler bir kapta karıştırılarak ezme hazırlanır. Herkes ölçüleri kendi damak tadına göre azaltıp arttırabilir. Önemli olan ekmeğin üstüne sürecek kıvamda olması. Ben biber salçasının kokusunu ve tadını daha fazla sevdiğim için domates salçasının ölçüsünü daha az tutuyorum. İsteğe bağlı olarak beyaz peynir de eklenebilir.

Yukarıdaki ölçülerden 1 kaseden biraz fazla çıkıyor. Herkese iştah dolu kahvaltılar ;)


Güncelleme: Resim yenilendi. Eski resime buradan ulaşabilirsiniz.(29.10.2005)

8 Yorum:

At 27/10/05 10:52, Blogger Pitircik ...

Gercekten cok guzel ve bereketli oluyor. Ben sadece biber salcasi kullanarak da denedim cok hos oldu. Ceviz yerine de findik kullandim:)

 
At 27/10/05 14:22, Blogger Nazan ...

Anneannem aslinda sarimsak yerine cemen koyarak yapardi bu ezmeyi bize.Daha bi lezzetli olurdu ama malum cemenli oldugu zaman dikkatli tuketmek gerekiyor:)

 
At 28/10/05 16:16, Blogger ev perisi;) ...

MERHABA PİTİRCİK! İŞTAH AÇICI BİR GÖRÜNTÜ! ELİNİZE SAĞLIK!

 
At 28/10/05 21:39, Blogger Elif ...

Nazan simiti nerden buldun? cok lezzetli bisey bu acuka:) ellerine saglik..

 
At 28/10/05 22:08, Blogger Elif ...

Bu arada resim niye flu? Ozellikle mi cektin yoksa kamera ayarinda mi birsey var?

 
At 30/10/05 21:35, Blogger Nazan ...

selam assistente,
keske Turkiyedeki gibi simit yapabilsem,onlar Turkiyeden geldibu.bu arada bu resim nasil? :)

 
At 31/10/05 14:27, Blogger Elif ...

bu resim super:)

 
At 22/11/05 17:21, Anonymous Adsız ...

Acıkanın tarifini sitenizde görmek beni çok mutlu etti.Acıka bizde çok yapılır.Tabii sadece hafta sonları yenebilir.SEVGİLER

 

Yorum Gönder

<< Ana Sayfa

10.24.2005

Sütlü İrmik Tatlısı


Bu tatlı ablamın favori tatlılarından... Yapılışını öğrendikten sonra benim de favorim oldu. Eğer irmiğiniz varsa siz de canınız tatlı çektiğinde mutfağa girip hemen yapabilirsiniz.

Malzemeler:
  • 7 çorba kaşığı irmik
  • 7 çorba kaşığı toz şeker
  • 1 lt. süt
  • Dr. Oetker hazır meyveli sos ya da meyve dilimleri
  • Hindistan cevizi ve tarçın

Yapılışı:

İrmik, toz şeker ve süt karıştırılarak pişirilir. Muhallebi kıvamına geldikten sonra hafif nemli, derince bir tepsiye dökülür ve soğutulur. Tepsinin nemli olması, tatlının soğuduktan sonra kolayca kesilip çıkarılabilmesini sağlıyor.

Resimde gördüğünüz sos için ben Türkiye'den getirdiğim Dr. Oetker ahududu-çilek sosunu kullandım. Bu sosu bulamayanlar çilek, muz ve nar gibi meyve parçaları ile süsleyip üzerine tarçın ve hindistan cevizi serpebilirler.

Not: Muhallebi pişirilirken 1 adet rendelenmiş limon ya da portakal kabuğu da çok hoş bir tat katıyor. Tavsiye ederim!!

Afiyet olsun!

Not: Tatlının sosunu editörun jöleli irmik tatlısında önerdiği gibi meyve suyu ve mısır nişastası ile de hazırlayabilirsiniz. Ayrıntlı tarif için jöleli irmik tatlısına bakabilirsiniz.

5 Yorum:

At 25/10/05 10:49, Blogger Hayat Güzel ...

Çok iştah açıcı gözüküyor. Hele de iftara çok yaklaştığımız şu saatlerde...

 
At 25/10/05 16:07, Blogger Pitircik ...

Merhabalar,
Ben de cok severim irmik tatlisini.Sakiz tadi da dediginiz gibi harika gider.Eger buralarda damla sakizi bulabilirsem mutlaka deneyecegim. Tesekkurler!!

 
At 25/10/05 18:31, Blogger Nazan ...

ben de tam damla sakizli da bu tarif cok guzel olur diye yazacaktim.Hatta turkiyeden gelen yeni damla sakizlarimi kullanip yeni damla sakizli bir pasta ogrendim onu tavsiye edecektim sizlere..Pitircik ve site ahalisi eger damla sakizina ihtiyaciniz olursa bana bi haber verin,ben de yeteri kadar var sanirim :))

 
At 28/10/05 23:15, Blogger Elif ...

Tatliya bak masssallah:) sutlu tatli gibisi yok bence...cok hafif oluyor hem de besleyici di mi?

 
At 22/11/05 17:11, Anonymous Adsız ...

irmikli tatlılara bayılırım.Çok güzel ve hafif bir tatlı oldu.Teşekkürler.Siteniz de güzel hazırlanmış.Tebrikler

 

Yorum Gönder

<< Ana Sayfa

10.23.2005

Puf Böreği


Milföy hamuru ile yapılan çok pratik bir börek...

Malzemeler (12 adet):

  • 2 adet milföy hamuru
  • Beyaz peynir
  • Maydanoz ya da dere otu
  • 1 yumurta
  • Çörek otu

Yapılışı:

1 adet milföy hamuru serilir. Üzerine 3-4 sıra peynir konup, ikinci kat milföyle kapatılır. Kenarlar ve ortalar iyice bastırıldıktan sonra 12 parçaya kesilir. Yumurta sarısı sürülüp, çörek otu serpildikten sonra 200 derece fırında üzeri kızarana kadar pişirilir.

2 Yorum:

At 23/10/05 19:00, Anonymous Adsız ...

Canım yeni tarıflerını acılen beklıyorum.
senı opuyorum.ABLAN

 
At 23/10/05 23:40, Blogger Pitircik ...

Merhaba,
Tarif ettigim sekilde dikdortgen seklindeki milfoy hamurunun uzun kenari boyunca 4, kisa kenari boyunca 3 sira peynir karisimi koyunca kenarlari yaklasik 6-7 santim uzunlugunda 12 kare parca elde ediliyor. Umarim sahur icin denemissinizdir. Afiyet olsun!!

 

Yorum Gönder

<< Ana Sayfa

Aşure de Nereden Çıktı Şimdi?


Ey tez! Sen insana neler yaptırırsın?

Bir haftadır sırf teze ara verebilmek için canım olmadık yiyecekleri pişirmek ve yemek istedi. Sonunda da kendimi beşer dakikalık molalarımda yine mutfakta buldum. Aşureyi uzun zamandır canım çekiyordu ancak cuma günkü iftar davetini de bahane ederek tezden ara ara uzaklaşacak bir nokta yakaladım.

Bir su bardağı fasulye ve nohutu bir kapta, bir fincan pirinç ve bir çay bardağı buğdayı başka bir kapta ıslattım. Fasulye ve nohutu düdüklüde bol su ile 10-15 dakika kadar haşladım ve ardından suyunu süzdüm. Suyu süzülmüş nohut ve fasulyeye, pirinç, buğday, yarım portakal kabuğu ve parça tarçın ekledim. Tüm yüzeyi kaplayacak miktarda su koydum ve kaynatmaya devam ettim. Karışım suyu çektiğinde su ilave ettim ve bu şekilde bir iki defa su ekleyerek tüm malzemeyi pişirdim.

Piştiğinde bir buçuk bardak kadar şeker koydum ve tüm malzeme iyice karıştığında evde hangi meyva (elma, portakal) ve kuruyemiş(kayısı, incir, hurma, kuşüzümü, blueberry, fındık)
varsa ekledim. 5 dakika daha kaynatıp ocağı ve tencerenin kapağını kapattım. 5-10 dakikada bir kapağı açıp kapaktaki buharı sildim.

Türkiye'deyken bir keresinde komşumuz ile birlikte yapmıştım aşureyi. Bana aşure soğuyuncaya kadar içine kepçenin girmemesi gerektiğini öğretmişti sağolsun. Gerçekten de 2 saat gibi kısa bir süre bekledikten sonra aşurenin daha kıvamlı hale geldiğini gördük.

Arada tezden
yorulduğumda bilgisayarın başından ayrılıp aşurenin başına geçtiğim için atladığım, unuttuğum adımlar oldu. Özellikle annemin verdiği tarifteki vanilyayı unutmam ve su oranını tutturamamam bu seferki kıvamı ve tadı bir miktar etkiledi. Nohut ve fasulyeyi haşladıktan sonra, 'Eee, evde meyva yok' diyerek telefona sarılıp ev arkadaşımı arayışım ise ayrı bir heyecan kattı olaya.

6 Yorum:

At 23/10/05 03:47, Blogger Nazan ...

Yöresel yemeklerin cogunun çok zaman alıci ve uzun hazırlık aşamaları gerektirdigini dusunursek bu yogun gunlerinde zaman bulupda asureyi bize tattirdigin icin tesekkurler.harikaydi bence.Ellerine saglik..

 
At 23/10/05 04:48, Blogger Pitircik ...

Iyi ki aklina gelmis de yapmissin.Uzun zamandir asure yemiyordum. Ellerine saglik!!

 
At 23/10/05 17:06, Anonymous Adsız ...

Yemek yapmayı eğlenceli hale getirebilmek sanki bütün mesele.. Yani, tamam.. Herkes öok güzel yemek yapabilir ama herkes bu kadar güzel ve özendirici anlatamaz yapılan yemeği nasıl yaptığını... Boş bir zamanımda benim için çok zor da olsa deneyeceğim bir tarifini.. Sırf bu tatlı anlatışın yüzünden. Yemek olarak sadece makarna ve menemeni bilen ben zavallı için resimleri bile çok güzel geldi, Teşekkürler...

 
At 24/10/05 07:11, Blogger nihan ...

Harika en sevdiğim tatlı ama hiç denemedim inşallah denerim. Ellerine sağlık.
Sevgiler.

 
At 24/10/05 07:43, Anonymous Adsız ...

Ne güzel benimle aynı yoğunluğu yaşayan blogları gördükçe destek aliyorum. Ben de şu aralar yoğun bir şekilde yüksek lisans tezimle uğraşıyorum. Allah hepimize kolaylıklar versin. Bu arada aşure de nefis görünüyor. Ellerine sağlık...

 
At 2/10/14 04:40, Blogger seolara ...

Paylaşımlarınız çok başarılı, sitenizi ilgiyle takip ediyorum..
çay makinesi
remtamutfak.net
Döner Makinası
çay kazanı
çay makinası
tost makinası
ızgara
endüstriyel mutfak
Tek Parça izle
Tek Parça izle
cerciko.com

 

Yorum Gönder

<< Ana Sayfa

10.22.2005

Boza


Türkiye'den uzakta yaşayan biri olarak en çok özlediğim içeceklerin başında boza gelir. Bu özlemi biraz da bastırmak için yapılan bir boza denemesiydi...

Malzemeler:
2 bardak bulgur
2 kahve fincanı pirinç
2.5 çorba kaşığı un
1/2 bardak yoğurt
1 tatlı kaşığı kuru maya veya 1 bardak eski boza veya 1 kibrit kutusu yaş maya
1 paket vanilya
3 bardak toz şeker
tarçın

Yapılışı:
Bulgur ve pirinç bir gece öncesinden büyük bir tencereye koyulur ve bol su ile ıslatılır (yaklaşık 12-13 bardak). Ertesi gün de iyice ezilinceye kadar pişirilir. Mutfak robotunda iyice çekilir ve daha sonra ince süzgeçten geçirilir. Süzgecin üzerinde kalan bulgur tekrar tencereye koyulur ve üzeri 1cm geçinceye kadar su eklenir (yaklaşık 6 bardak) ve iyice eriyinceye kadar pişirilir. Ateşten alındıktan sonra tekrar süzgeçten geçirilir ve buzdolabına soğumaya bırakılır.

Başka bir kapta un ve yaklaşık 3/4 bardak suyu kısık ateşte koyulaşıncaya kadar karıştırarak pişirin. Ateşten alıp içine yarım bardak şeker koyup eritinceye kadar karıştırın. Soğuduktan sonra karışımın içine yarım bardak yoğurdu ekleyin.

Mayayı çeyrek bardak suda ezip 5-10 dakika bekletin ve yoğurt karışımına katın. Ilık ortamda en az yarım saat mayalanmasını bekleyin.

Bulgur ezmesinin içine mayalı karışımı, şekerin geri kalanını ve vanilyayı ekleyin. Tencerenin ağzını kapatarak 15-20 derecelik ılık bir yerde arasıra karıştırarak 2-3 gün bekletin. Karışım göz göz hale geldiğinde boza olmuş demektir. Daha sonra boza serin bir yere alınır.

İsteğe bağlı olarak üzerine leblebi ve tarçın ilave edilerek servis yapılır.

Herkese afiyet olsun.

Not: Bozanın mayası fazla ise çok çabuk mayalanır ve ekşi olur :)

4 Yorum:

At 22/10/05 21:11, Anonymous Adsız ...

Eksimtrak tad mayalanma sirasinda aciga cikan alkol oranina bagli olarak degisiyor diye duydum. Evde mayalanan cok eksi olmus bir bozanin alkol orani yuksek oldugu gerceginden yola cikarak "evde yapilan bozayi icmek dinen caizdir" diyebilir miyiz?:)

 
At 23/10/05 03:07, Blogger Pitircik ...

Bir kere daha yapmistin ama icmek kismet olmamisti.Biz uzerine sadece tarcin koyardik. Ozellikle lebebi ile cok guzel oluyormus.Tekrar ellerine saglik Nazancim:)

 
At 23/10/05 03:51, Blogger Nazan ...

Merhaba Makbule;
bu konuyu bu aksam birkac arkadasim ile konusmustuk aslinda.Internetten arastirdim, ilgilenen arkadaslar asagidaki sitede ilgili bir aciklama bulabilirler..
http://ahmetsahin.org/detay.asp?id=119
tesekkurler

 
At 29/12/05 18:19, Anonymous Adsız ...

Dini bir sitemi burası?
Tarifler çok güzel.

 

Yorum Gönder

<< Ana Sayfa

Amerika'da İftar II


Bugün Amerika'daki ikinci iftar davetimize katıldık. Arkadaşımız Mine bizi ağırladı.

Bu güzel birlikte yenilen yemeklerin tarifi ilerleyen günlerde sitede de yer alacak.

Tekrar teşekkürler Mine. Ellerine sağlık.

3 Yorum:

At 22/10/05 10:34, Blogger Elif ...

Mine sayende uzun zamandir tatmadigim lezzetlerle Turkiye'den cok uzaklarda bulustum:) ellerine saglik..

 
At 23/10/05 03:01, Blogger Pitircik ...

Hersey cok guzeldi. Ozellikle cerkez tavugu ve laz boregine bayildim. Tekrar ellerine saglik Minecim!

 
At 23/10/05 03:41, Blogger Nazan ...

Ozellikle sadece dugunlerde tatma sansina sahip oldugumuz yoresel yemeklerden "keskek" le geceye imzani atmistin Minecim :)ellerine saglik...

 

Yorum Gönder

<< Ana Sayfa

10.21.2005

İrmik Tatlısı



Bu tariften oldukça fazla tatlı çıkıyor arkadaşlar(20 kalın dilim).
Özellikle kalabalık misafir grupları için ideal.

malzemeler:
4 yumurta
1 bardak şeker
1 bardak yoğurt
1 bardak irmik
5 kahve fincanı un
1 tatlı kaşığı kabartma tozu
1/2 bardak yağ

şerbet:
4 bardak şeker
6 bardak su
1 kaşık limon

Bütün malzemeler karıştırılır ve hamur yağlı tepsiye dökülür ve daha önceden ısıtılmış fırına konulur. Kek altın sarısına dönünce fırından alınır ve şerbet soğuk olarak hamurun üstüne dökülür. Herkese afiyet olsun....

4 Yorum:

At 21/10/05 09:23, Anonymous Adsız ...

Merhabalar,onelikle hepinizin ellerine saglik. Bugunden itibaren hergun ziyaret edecegim bir site.
sevgiler
tobeesh

 
At 21/10/05 11:02, Blogger Pitircik ...

Daha once tatmistim. Goruntusu de ve tadi da harika..Ellerine saglik,
Nazancim!!

 
At 21/10/05 11:05, Blogger Pitircik ...

Simdi aklima geldi. Bir de senin flan vardi. Onu da bir yapip (tabii biz de tadalim), tarifini verirmisin? :)

 
At 20/5/06 13:20, Blogger SELene ...

merhaba

bende Usa da yasiyorum acaba irmik tatlisini pisirirken kac derece firin isisini kullandiniz ve ne kadar sure firinda kaldi?

 

Yorum Gönder

<< Ana Sayfa

10.19.2005

Fırında Pırasalı Püre


Daha önceden yapmış olduğum pırasalı suflenin tarifinde pırasalı püreyi de ertesi gün yayınlayacağımızı belirtmişti asistente, ancak tezim üzerinde çalışmaya ağırlık verdiğim için bir türlü fırsat bulamadım tarifi bir araya getirmeye.

Bu tarifin orjinalini Practical Cooking serisine ait Vegetarian kitabından bulmuştum. Orjinali Patatesli Yassı Köfte idi. Acele ile listedeki 1 kilo patatesi (2 pound), 2 büyük boy patates olarak algılayınca olması gereken yassı köfteler, şekil alamadığı için fırın tepsisine konulup fırında püreye dönüştürüldü.

Malzemeler ve yapılışı şöyle;

Malzemeler:
  • 2 büyük boy patates
  • 3 yemek kaşığı süt
  • 1 su bardağı kıyılmış pırasa
  • 2 adet yeşil soğan
  • Yarım bardak kaşar peyniri
  • 1 yemek kaşığı kıyılmış maydanoz
  • 1 yumurta
  • 2 yemek kaşığı su
  • 1.5 su bardağı ekmek kırıntısı
  • Tuz ve baharat

Hafif tuzlu suyun içinde patatesleri haşlayın. Kabuklarını soyduktan sonra süt ekleyerek püre haline getirin. Pırasaları ve yeşil soğanı bir miktar suyun içinde 10 dakika kadar pişirin. Daha sonra mutfak robotu yardımıyla kıyın. Püre haline getirdiğiniz patatesleri geniş bir kaba alın, pırasa, yeşil soğan ve kaşar peynirini de ekleyerek karıştırın. Tuz ve baharatlarla tatlandırın.

Tepsiye aluminyum folyo serdikten sonra, ekmek kırıntılarını serpiştirin. Ekmek kırıntıları karışımın tepsiye yapışmamasını sağlayacak. Hazırladığınız karışımı tepsiye yaydıktan sonra üzerine önce ekmek kırıntıları dökün sonra da çırpılmış yumurtayı sürün. 250 derece sıcaklıktaki fırında üzeri kızarıncaya kadar pişirin.

Dikdörtgen dilimler kesip, üst yüzey dışarıda kalacak şekilde servis tabağına ikiye katlayarak alın.

Hem sıcak hem de soğuk servis edilebilen bir yemek.

3 Yorum:

At 20/10/05 23:04, Blogger Pitircik ...

Cok hos gozukuyor, ellerine saglik. Ben de buna cok benzer ama kabak ve unla yapilan bir tarif biliyorum. O da cok hos ve pratik.

 
At 22/10/05 21:13, Blogger Elif ...

Pitircik senin kabakli da cok guzel olmustu. Bir daha yaparsan resmini de cek, sitemize koyalim.

 
At 23/10/05 04:42, Blogger Pitircik ...

Benim kabakli tarifin resmini cekmistik diye hatirliyorum ben.Ama tabii ki tekrar yaparim. Begendiginize cok sevindim:)

 

Yorum Gönder

<< Ana Sayfa

10.17.2005

Tepsi Böreği


Hepimizin çokça yaptığı basit ve pratik bir börek. Benim tarifimde en büyük özellik bol süt kullanılması.

Malzemeler:

  • Yufka
  • 2- 3 su bardağı süt (daha fazla da olabilir)
  • 1-2 çay bardağı sıvı yağ
  • İstenilen miktarda peynir (beyaz, kaşar ya da mozzarella)
  • Maydanoz
  • 1 yumurta
  • Tuz
  • İsteğe göre nane ve kırmızı pul biber
  • Çörek otu


Yapılışı:

Tepsi sıvı yağla yağlanır. Yufkanın kalınlığına göre iki ya da üç kat yufka döşenir. Üzerine bir miktar çırpılmış süt, sıvı yağ ve yumurta karışımı kaşıkla dökülür. Peynir-maydanoz karışımı koyulur. İki, üç kat daha yufka serilir ve bu sıra elinizdeki yufkalar bitene kadar takip edilir. En önemli nokta, her yufka katından sonra süt karışımını bolca kullanmak. Eğer peynir karışımı az ise sadece altta, ortada ve en üst kata yakın kullanılabilir. En üst kata yufka koyulduktan sonra kalan süt karışımı böreğin üzerine boca edilir. Elle hafifçe bastırılarak böreğin üzerinde yarım santim kadar süt karışımı oluşturulur. Çörek otu serpilir ve önceden ısıtılmış 350 derecedeki fırında üzeri kızarıncaya kadar pişirilir.

Benim gözlemim; bu şekilde börek pişerken çok hoş kabarıyor.

Afiyet olsun!!

7 Yorum:

At 17/10/05 21:46, Blogger Elif ...

Cok lezzetliydi pitircik:) ellerine saglik..

 
At 21/10/05 01:25, Blogger Nazan ...

ben hep sut yerine yogurt karisimiyla yapardim boreklerimi,bi daha ki sefere pitircigin tarifini ispanakla bi denicem bakalim.Bu arada Aysegulcum,iftar gecesinden kalan boreklerin sahurlarima renk ve lezzet katti :) tekrar tesekkurler..

 
At 21/10/05 09:29, Anonymous Adsız ...

Merhaba Pitircik, boregin resmini gorur gormez senin yaptigini anladim. Birkac sene once tatmistim. Himmm tadi hala damagimda. Ellerine saglik
tobeesh

 
At 21/10/05 11:09, Blogger Pitircik ...

Hos geldin Tobeesh!! Senin elle acilmis boreklerinin yanin da lafi mi olur:)

 
At 23/10/05 15:55, Blogger Nazan ...

Daha once baska bir yerde okudugum kucuk bir puf noktasi eklemek istedim: Tepside yufka böreği yapiyorsak, daha lezzetli ve kıvamında olmasını istiyorsak; böreği hazırlayıp pişirmeden önce buzdolabında birkaç saat bekletiriz.

 
At 24/10/05 06:13, Anonymous Adsız ...

Slm Pitircik c.tesi iftara gelen misafirlerim icin senin tarifine gore yaptim boregimi. Ben bu kadar sut koymuyordum. Erken yaptigim icin dolapta da beklettim Nazan'in dedigi gibi. Harika oldu!

 
At 24/10/05 11:11, Blogger Pitircik ...

Ellerine saglik Tobeesh!! Onerin icn tesekkurler Nazancim:)

 

Yorum Gönder

<< Ana Sayfa

10.16.2005

Terbiyeli Köfte (çorba)


Bu çorba bizim ailede çoğunlukla bayram yemeklerinde pişirilen, benim de hep özel günlerde ilk aklıma gelen bir çorbadır.

köfte malzemesi:
  • 1 küçük boy soğan
  • 3 yumurta büyüklüğünde yağsız kıyma
  • 3-4 dal maydanoz
  • tuz-karabiber
terbiye için:
  • 2 yumurta sarısı
  • 1 limon suyu
  • 1 çorba kaşığı un
Yapılışı:
Rendelenmiş, suyu sıkılmış soğan ve diğer köfte malzemeleri yoğrulur. Fındık büyüklüğünde köfteler yuvarlanıp una bulanır. 2 patates ve 1 büyük havuç küp küp kesilerek hazırlanır. 4 kişilik çorba için yaklaşık 4-5 bardak su yeterli olacaktır. Kaynayan suyun içine köfteleri, patates ve havuç küplerini atarak kaynamaya bırakırız.
Köfteler piştikten sonra, terbiye malzemesi bir kapta çırpılır ve yavaş yavaş tencereye eklenir. 1-2 dakika kaynatılır ve hemen sıcak servis yapılır. Servis yaparken üzerine kırmızı biberli yağ veya kuru nane ekleyebilirsiniz. Herkese afiyet olsun..

Püf noktası: Ben çorbayı kestirmemek için yumurtaların beyazını kullanmıyorum. Ama siz kullanmak isterseniz veya yanlışlıkla terbiye malzemesine tam yumurta katmışsanız, çorbanın kesilmemesi için şu yöntemi izleyebilirsiniz; Kaynayan çorba suyunu ılıştırarak kepçe kepçe terbiye malzemesine ilave edersiniz ve iki kabın da sıcaklığının yaklaşık aynı olmasını sağlarsınız. Daha sonra terbiyeli karışım yavaş yavaş tencereye eklenir ve bir iki taşım daha kaynatılıp altı kapatılır.
kesilmek: yumurta beyazının daha karışmadan top top çorbada aniden pişmesi

3 Yorum:

At 16/10/05 01:04, Blogger Elif ...

Nazan, tekrar ellerine saglik..
Cok doyurucu mukemmel bir corbaydi.

 
At 16/10/05 08:38, Blogger pınar ...

şu anda annem mutfakta yapıyor bu çorbayı.biraz daha değişik ama temelde aynı. ne tesadüf. ben de koymayı düşünüyordum bloga. biz de buna sulu köfte diyoruz.
eline sağlık.

 
At 17/10/05 06:51, Blogger Pitircik ...

Bu corbayi Amerika'ya geldigimde ilk kez Nazan'lara pisirmistim. Annem kofte harcinin icine hafif haslanmis pirinc te koyar. Goruntusu hos oluyor. Ben de en kisa zamanda tekrar deneyecegim.

 

Yorum Gönder

<< Ana Sayfa

10.15.2005

Fırında Elma


Hafif ve basit bir tatlı.

Sarı elmaların bıçak ya da patates soyucu ile çekirdekleri çıkartılır ve elmalar borcama dizilir. Her elmanın içine yarım tatlı kaşığı şeker ve 1/4 çay kaşığı tarçın ekilip, yarım fincan su eklenir. Borcama bir fincan fazladan su eklenip 180 derece fırında 1-1.5 saat elmalar yumuşayıncaya kadar pişirilir.

Soğuyunca, elmaların içine ve üzerine kremşanti konulup ceviz ve tarçın ile süslenir. Asıl tarifte elma çeşidi belirtilmese de fırında daha dayanıklı olduğu için sarı elmayı tercih ediyorum.

2 Yorum:

At 17/10/05 06:57, Blogger Pitircik ...

Eline saglik! Cok hafif ve hazirlamsi kolay bir tatli. En kisa zamanda deneyecegim.

 
At 17/10/05 09:50, Blogger Pitircik ...

Editorcum ve Asistentecim:) Bu siteyi olusturdugunuz icin cok sagolun. Ilk tarifimi yazarken cok zevk aldim. Pisirmek de yayinlamak da cok zevkli!!

 

Yorum Gönder

<< Ana Sayfa

Bizim Kızlar Toplandık


Ramazan başladığından bu yana en çok aldığım sorulardan bir tanesi Amerika'da Ramazan'ın nasıl geçtiği idi.

Türkiye'deki gibi bir ortamın bulunmadığı gerçek ama buralarda da iftar sofralarımız oluyor. Bugün ilk iftar toplantımızı yaptık. Arkadaşımız çok güzel bir sofra hazırlamıştı. Bu güzel yemeklerin tariflerini ilerleyen günlerde yayınlayacağız.

2 Yorum:

At 15/10/05 16:32, Blogger Nazan ...

Iftar gecesine katilan butun arkadaslara cok tesekkurler.Icten ve sicacik sohbetler sahura, sabahin ilk isiklarina kadar devam etti. Iftar sofrasinda gorunen eksili corba tarifi en yakin zamanda geliyor arkadaslar..

 
At 16/10/05 00:25, Blogger Pitircik ...

Ozenle hazirlamis bir sofra, leziz yemekler ve tabii ki tatli sohbetler ozledigimiz Ramazan havasini bu uzak ellerde yasatti bizlere...Hazirlayan ve katilan butun arkadaslara cok tesekkurler! Devami gelsin arkadaslar:)

 

Yorum Gönder

<< Ana Sayfa

10.14.2005

Pırasalı Sufle


Küçükken pırasayı hiç sevmezdim. Sonra alıştım ama zeytinyağlı pırasa yemekten de bıktım açıkcası. Ev arkadaşım bugün çok güzel bir tarif denedi. Yapılışı çok pratik, tadı da çok hafif. Pırasayı sevmiyorsanız bir de pırasalı sufleyi deneyin, fikriniz değişebilir :)

Tarifini vermeden önce sufleyle ilgili bir gerçegi hatırlatalım;

Sufle fırından çıkar çıkmaz servis yapılmalıdır, aksi takdirde çok çabuk söneceği için o etkileyici kabarık görüntü kaybolur. Biz de resimleri çekmekte biraz geciktik, o yüzden suflelerimiz bir miktar sönmüştü.

Malzemeler;
  • 1.5 su bardağı kıyılmış pırasa
  • 1 yemek kaşığı zeytinyağı
  • 1/4 su bardağı su
  • 1/4 su bardağı ceviz
  • 2 yumurta (sarısı ve beyazı ayrılmış)
  • 2 yemek kaşığı karışık baharat
  • 2 yemek kaşığı yogurt
  • tuz ve biber

Pırasaları ince ince kıyın. Yağı tavada ısıtıp, pırasaları ekledikten sonra orta ateşte 2-3 dakika karıştırarak sote yapın. Suyu tavaya ekledikten sonra ısıyı azaltıp 5 dakika kadar ateşte ağır ağır pişirin.

Cevizleri mutfak robotunda kıydıktan sonra pırasa karışımını da ekleyip robotta püre haline getirin. Daha sonra bu karışımı başka bir kaba aktarın.

Önceden karıştırdığınız yumurta sarısını, baharatları ve yoğurdu pürenin üzerine döküp tuz ve biber ile tatlandırın.

Ayrı bir kapta yumurta beyazını, yumurtalar beyazlayıp kabarıncaya kadar çırpın. Mikser arkasında iz bırakmalı. Beyaz yumurta köpüğünü pırasalı karışımın ortasına dökün ve tabağın kenarlarından karışımı alıp yumurta beyazının üzerine katlayarak beyazı yedirin. Suflenin kabarmasını ve pişmesini sağlayan, bu köpük halindeki yumurta beyazı olduğu için çok karıştırarak sönmesine izin vermemeniz çok önemli.

Fırında ısınmış sufle kabını yağladıktan sonra, karışımı kaba boşaltıp önceden ısıtılmış 250 derece fırında 35-40 dakika pişirin. İlk yarım saat boyunca fırının kapağını açmamanızda fayda var. Suflenin pişip pişmediğini ortasına bıçak ya da kürdan saplayarak kontrol edebilirsiniz.

Fırından çıkarır çıkarmaz servis yapın.

Afiyet olsun.

Yarın: Pırasalı fırında patates püresi (patatesli yassı köftenin maceraları)

5 Yorum:

At 14/10/05 09:35, Blogger Oya Kayacan ...

Suflen çok güzel olmuştur tabii. Madem pırasa seviyorsun artık, böreğini, köftesini (Köfte dö pırasa, yahudi usulü!), ekşilisini (terbiyeli), sirkelisini, çorbasını.... Yap yap bitmez. Ben mi çok seviyorum yoksa. Ha bir de parmak gibi ince olanları alıyorum. Daha lezzetli gibime geliyor. İşte o da bana öyle geliyordur herhalde. Sevgiler...

 
At 14/10/05 10:25, Blogger ipodtouch ...

Benim de tercihim kucuk pirasalar yonunde, ancak burada surekli gittigim markette maalesef yok :(

Marketten aldigim uc pirasa ile suana kadar uc yemek yaptim, hala bir miktar var. Pirasa koftesi epey ilginc gorunuyor, eger tarifini verebilirseniz kalan pirasalar ile de onu deneyeyim.

Tesekkurler.

 
At 14/10/05 15:45, Anonymous Adsız ...

Ben pirasayi cok severim ama pek yemek cesidi bilmiyorum. Gecen gun yine zeytinyagli yaptim, icine havuc ve pirinc de koydum. Ilkokul cagindaki oglum artik isyan ediyor hep ayni pirasa diye. Bu sufleyi hemen deneyecegim, cocuklarin da hosuna gider umarim. Ellerinize saglik.
Saadet K.

 
At 21/10/05 11:12, Blogger Pitircik ...

O gun iftarda tadamamistim ama cok lezzetli olduguna eminim. Ellerine saglik, asistente!

 
At 31/10/11 09:35, Blogger Oglak Kizlari ...

Merhaba,

Pırasa sufle diye arattırdım ve bence en güzel tarif sizinkiydi, şu anda fırındalar, yarın blog uma beklerim sonuçlar için.

:-)

Yüzsüz anne Çiğdem

 

Yorum Gönder

<< Ana Sayfa

Kuş Gribi II

Dünya Sağlık Örgütü'nün (WHO) kuş gribi (Avian Influenza) ile ilgili sayfasında belirttiği gelişmeye göre Türkiye'de ölen kümes hayvanlarından alınan kan örneklerinde H5N1 Avian Influenza virüsü bulunduğu saptanmış. Bu geçtiğimiz yıllarda Asya'da görülen virüs türüdür.

Sitede canlı hayvan ile temas halinde olan kişilerin, özellikle solunum yolları ve grip ile ilgili problemleri olanların dikkat etmesi gerektiği belirtiliyor. En yüksek risk ise kesimi, işlenmesi ve pişmesi sırasında gözleniyor. Bu zamanlarda en büyük dikkati göstermek, hijyene son derece önem vermek gerekiyor.

WHO'nun bildirdiğine göre iyi pişmiş hayvanların ve ürünlerinin tüketilmesinin hastalığın bulaşmasına neden olduğu yönünde bir kanıt henüz yok.

Yazının orjinaline buradan ulaşabilirsiniz.

10.12.2005

Kuş Gribi

Geçtiğimiz yıllarda Asya'yı etkisi altına alan ve pek çok kişinin korkulu rüyası olan tavuk gribi birkaç gün önce tekrar gündeme geldi.

Öncelikle herkesin korktuğu bu tavuk gribi nedir?

Tavuk gribi kısaca, kümes hayvanları arasında yayılan aşırı bulaşıcı, ve hayvanlar için yüksek oranda ölüme yol açan bir hastalık türü. Hemen her kuş türü (kümes hayvanlarından kafes kuşlarına kadar) bu hastalığı yayan virüsün etkisi altına girebilir. Bu hastalığa yakalanmış bir kuşta, öksürük, ishal, burun akıntısı, halsizlik gibi grip belirtileri ile ibiğin morarması ve en son aşama olarak da ani ölüm gözlenir.

Grip, hasta kuşun dışkısı, solunum salgısı, yemi, suyu ve bu tavuk ile temas halinde bulunan alet ve insan yolu ile diğer kuşlara bulaşır.

Şuan gündemde olan inanışın aksine, kuş gribi, işleme tutulmuş kümes hayvanları ya da ürünlerini tüketerek bulaşmaz. İnsana bulaşması için tek yöntem insanın, hasta kuşun öksürdüğü havayı soluması ya da dışkısının toza karışması ve bunu solumasıdır. Hasta kuşun diğerlerinden ayrılması ve ölümü halinde hemen imha edilmesi, bu işlemler sırasında ise hijyene son derece önem verilmesi gerekir.

Diğer salgın griplerin aksine insandan insana bulaşması ise çok nadir olarak gözlenmiştir.

Hastalık kümes hayvanı ya da ürünlerini tüketerek bulaşmasa da, olası gıda zehirlenmelerini önlemek amacıyla bu ürünleri tüketirken hijyene dikkat edilmesi gerekir.


Kuş gribi salgını olsun olmasın, hayvanı ya da ürününü çiğ/yarı çiğ tüketmemeniz, eti işlediğiniz aletleri sabunlu sıcak su ile temizlemeden diğer malzemeleri işlememeniz günlük yaşamda almanız gereken basit ama önemli önlemlerden.

Grip ile ilgili kaynak: Singapur Tarım-Gıda ve Veterinerlik Birimi (
www.ava.gov.sg/javascript/birdflu.html)
Güncelleme (editor): Bu yazıda tüketimi sırasında bulaşmadığını belirtmiştim, ancak pişime hazırlık sırasında da olası bir risk olduğunu Dünya Sağlık Örgütü'nün 13 Ekim tarihli güncellenmiş sayfasından öğrenmiş bulunuyorum.

5 Yorum:

At 12/10/05 09:37, Blogger pınar ...

tavuk etine pek sıcak değildim bu günlerde. bu kuş gribi yüzünden artık hiç yiyemem sanırım.

 
At 12/10/05 10:14, Blogger ipodtouch ...

Her yiyecek maddesinden alinacak bir fayda vardir. Sadece temizlige, olcusune ve eger pisiyorsa pismesine dikkat edelim. Bunlara dikkat etmezsek her besin maddesi hastalik kaynagi olma potansiyeline sahip.

Bu arada yazida belirtmeyi unutmusum. Kullanmadan once yumurtalari yikamakta fayda var. Gectigimiz sene okudugum bir kitapta, ozellikle son yillarda uretim kosullarinin etkisi ile, yumurta kabugunda olusabilen toksinlerden bahsediyordu ve kullanmadan once kabugun yikanmasi tavsiye ediliyordu.

 
At 13/10/05 04:11, Blogger pinomino ...

Merhabalar...
Bu kuş gribi konusunda sürekli farklı şeyler söyleniyor..bende şimdilik almıyorum kafam dinç olsun diye.. Bildiğiniz bilimsel bir makale var mı bu konuda okumak için...çünkü buralarda zararı yok deniyor ama güzide milletvekillerimiz meclis menusunden tum kanatlı hayvanları çıkartmışlar!!
Bu arada blogum için bıraktığınız güzel yorum için teşekkürler:)

 
At 13/10/05 09:52, Blogger ipodtouch ...

Dunya saglik orgutunun sayfasinda bol miktarda kaynak ve grip ile ilgili aciklamayi bulabilirsiniz (http://www.who.int/csr/disease/avian_influenza/en/index.html). Ozellikle facts (http://www.who.int/mediacentre/factsheets/avian_influenza/en/index.html) ve Q&A (http://www.who.int/csr/disease/avian_influenza/avian_faqs/en/index.html) sayfalarinda genel endiseler uzerinde durulmus.

 
At 13/10/05 17:11, Blogger pinomino ...

Çok teşekkür ederim...sitelere baktım ama sadece ortadaki adrese ulaşabildim, diğerleri kaldırılmış (bir durum yoktur değil mi:))
Neyse bu biraz daha rahatlatıcı oldu...İnsan konuyu detaylı bilmeyince endişe duyuyor.Yeniden teşekkürler...

 

Yorum Gönder

<< Ana Sayfa

10.11.2005

Tulumba Tatlısı Bulamayanlara..


En sonunda evde yapılmış tulumba tatlısı da yedim. Gerçekten mükemmel olmuştu. Tarifini de ben veriyorum çünkü editor' un bugün yazı yazacak zamanı yok maalesef:)

Malzemeler
  • 1.25 su bardağı un
  • 1 çorba kaşığı ince irmik
  • 1 çorba kaşığı nisasta
  • 2 yumurta
  • 125 gram margarin
  • 1.25 su bardağı su
  • 2 su bardağı kızartmak için zeytinyağı

Şerbeti için

  • 2.5 bardak şeker
  • 2 su bardağı su
  • 1/4 limon suyu

Şekeri su ile kaynattıktan sonra limon suyunu koyunuz. Koyulaşınca ateşten alınız. Şerbet hazır beklerken biz tatlımızı yapalım;

Tencereye su, margarin ve bir tutam tuz koyup kaynatınız. Elenmiş un, irmik, ve nişasta ilave edip karıştırarak pişiriniz. Tencereye yapışmayacak duruma gelince ateşten alınız, soğuduktan sonra yumurtaları kırınız. İki kaşık da şerbetten koyup karıştırmaya devam ediniz. Hazırladığınız hamuru, ucuna tırtıllı huni takılmış krema torbasına doldurduktan sonra, kızgın zeytinyağına 4-5 cm boyunda olacak şekilde sıkınız. Pembeleşince, fazla yağı çekmesi için kağıt üzerine çıkarabilirsiniz, sonra da şerbete atıp karıştırınız. 5 dakika sonra da şerbeti süzüp başka bir tabağa alınız.

Afiyet olsun.

14 Yorum:

At 11/10/05 01:10, Anonymous Adsız ...

Gercekten "homemade" mi bu tatli? Cok guzel gorunuyor. Tadi nasildi? Ben tulumba ve lokma tatlisini citir citir severim..evde yapinca yumusak oluyor da. Sizinkinin sirri nedir?

 
At 11/10/05 01:30, Anonymous Adsız ...

Ben de tulumba tatlisi bulamayanlardanim, ustelik bu guzel tatliyi yapacak birini de bulamiyorum. Cok tembel herkes coook.. Benim ucuna tirtilli huni takilmis krema torbam da yok, goruyosunuz bizde bahane cok:))

 
At 11/10/05 05:22, Anonymous Adsız ...

çok severim tuluma tatlısını
ama yapmaya cesaret edemiyorum
bende tırtıl kurabiyesi yaptığım huni biçiminde kalıp var.acaba onunla becerebilirmiyim sizce??
munise

 
At 11/10/05 08:15, Anonymous Adsız ...

super valla. amerikada tulumba tatlisi, elifcim bi alemsiniz vallahi. cok opuyorum, ellerinize saglik

isil isik

 
At 11/10/05 10:21, Blogger ipodtouch ...

Evet, ev yapimi. Maalesef burada tulumba tatlisi bulamiyorum.

Tadi guzeldi ancak serbetinin sekeri biraz az gelmisti, o nedenle olcude seker oranini bir miktar artirdim.

Tatli yapildigi ilk aksam citirdi, ertesi gun bir miktar yumusadi ancak tadinda bir degisiklik olmadi. Yumusamasinin serbeti ile ilgili oldugunu dusunuyorum.

Yaparken farkettim, en buyuk farki zeytinyaginda pisirmek sanirim. Zeytinyaginin kaynama noktasi diger yaglara gore daha yuksek (300 derece) bu da icine konulan bir yiyecegin daha cabuk kizarmasini sagliyor.

Bu arada onemli bir not: ozellikle evde zeytinyagini kizartma yaparken kullanacaksaniz cok dikkatli olmalisiniz. Alev alma noktasi kaynama noktasina cok yakin (315 derece). Kizartma yaginin ocagin uzerine damlamamasina ozen gostermeniz gerekiyor.

Bizde de suanda krema torbasi yok, ucu tirtilli herhangi bir press olabilir. Bu sefer ben de kurabiye kalibini kullandim. Ancak kurabiye kalibi olmayanlar icin alternatifler de var.

 
At 11/10/05 14:50, Blogger Banu Ucak ...

Harika görünüyor! Yaşasın ramazan nasıl olsa diye gönül rahatlığıyla yiyebiliriz hem de di mi ama :) Bakalım becerebilecek miyim??? Ellerinize sağlık...

 
At 14/10/05 01:43, Anonymous Adsız ...

selam, ellerine saglik cok guzel gözukuyor ben bugun bunu denemk istiyorum ama bir sorum olacak icini kabartma tozu girmiyormu? eger girmiyorsa ici pisiyormu yani bu tarifin tam aynisinimi? uyguladiniz? kusura bakmayin cok soru sordum galiba. Hayirli ramazanlar.

 
At 14/10/05 05:57, Blogger ipodtouch ...

Bendeki tarifte kabartma tozu yoktu. Serbeti haric, buradaki tarifin aynisini uyguladim. Serbetim duru oldugu icin tarifi verirken su ve seker oranlarini degistirdim. Zeytin yagi kizartma sirasinda icinin de pismesini sagliyor.

 
At 15/10/05 06:42, Blogger Sibel ...

Çok güzel olur çook! Annem çok yapardı eskiden, epeydir yapmıyor nedense (nedeni malum, ben çıkmıyorum ki mutfaktan!):) Elinize sağlık.

 
At 15/11/05 06:56, Anonymous Adsız ...

nazlı
merhaba
ben bu tatlıyı yapmak isterim fakat
1,25 su bardağı demişsin
bir buçuk su bardağı demek mi istedin,burayı anlamadım yardımcı olusan sevinirim

 
At 15/11/05 20:00, Anonymous Adsız ...

Selam,

Un 1.5 bardaktan daha az olacak, 1 ceyrek bardak kadar.

 
At 29/10/06 21:11, Blogger Pinar ...

Bayilirim tulumba tatlisina, yillardir yiyemedim. Tarif icin cok tesekkurler. Sevgiler.

 
At 12/8/07 15:17, Anonymous Adsız ...

ZIKKIMIN KÖKÜNÜ YE.BOK VAR BOK YERMISIN YADA KOCAMAN KALIN YARRAK VAR ONU YERMISIN?

 
At 20/5/09 17:35, Anonymous Adsız ...

Benim yaptığım tulumba tatlısı yağa atınca patladı ve mutfağın tavanı hamur oldu neden aceba...?)))

 

Yorum Gönder

<< Ana Sayfa

10.09.2005

Püf Noktası

Yemek yaparken, özellikle doğradığınız soğanın ve sarımsağın kokusunun elinize bulaşmasından siz de şikayetçi misiniz?

Soğanı ve sarımsağı doğradıktan sonra parmaklarınızı paslanmaz çeliğe sürerseniz parmaklarınızdaki kokunun bir süre sonra geçtiğini göreceksiniz. Bu iş için bıçağın yan yüzünü ya da paslanmaz çelik bir tencereyi kullanabilirsiniz.

1 Yorum:

At 11/10/05 01:34, Anonymous Adsız ...

sarimsak kokusuna dayanamiyorum, koku gunlerce ellerimden gitmiyor. Hemen deneyecegim onerinizi. Tesekkurler.

 

Yorum Gönder

<< Ana Sayfa

10.08.2005

Fıstıklı Kek

İçinde bir gram dahi fıstık kullanılmasa da, tarifi veren kişi bu şekilde adlandırmıştı. Ben de öyle söylemeyi tercih ediyorum. Ispanaklı kek dediğimde bir ön yargı oluşabiliyor. Aslında süt yerine püre haline getirilmiş ıspanak koymaktan başka, normal sütlü kekten bir farkı yok.

Tarifi şöyle;
  • 3 yumurta
  • 1.5 bardak şeker
  • 2.5 bardak un
  • 1 bardak kadar püre ıspanak
  • 0.5 bardak sıvı yağ
  • 1 paket vanilya
  • 1 paket kabartma tozu

kreması

  • 2 bardak süt
  • 2 paket kremşanti
  • 2 kaşık nişasta
  • kek parçacıkları

Yumurtalar ve şeker çırpılır (pandispanya tarzında bir doku için 1 bardak şeker ile beyazları, kalan şeker ile sarıları çırpın). Karışım beyazlayıp yumurta kokusu gittiğinde yağ, un, vanilya, kabartma tozu ve ıspanak eklenir. Yağlanıp unlanmış kalıba dökülerek önceden ısıtılmış 250 derece fırına sürülür. Yaklaşık 20 dakika pişirilir. Kontrol için kekin en derin yerine saplanan bıçak temiz çıkarsa kek pişmiş demektir.

Kek soğuduktan sonra kenarları kesilir (üzerine bir tabak konularak kalıp gibi kullanmakta fayda var). Kesilen parçalar blenderdan geçirilerek öğütülür. 2-3 kaşık kadar süsleme için kenara ayrılır, gerisi kremşantinin içine eklenir. Arzuya göre süslenir.

6 Yorum:

At 9/10/05 08:35, Blogger sarah ...

Pastanin tarifi cok degisik geldi, teyzem banada ispanakli bir kek yedirmisti, ispanak oldugunu hic anlamamistim,

Ellerine saglik

sarah

 
At 10/10/05 08:14, Anonymous Adsız ...

Selam
Acaba krema malzemelerinde yazan nişasta kullanılmıyor mu?

 
At 10/10/05 12:37, Blogger ipodtouch ...

Bana verilen tarifte iki bardak sut, bir paket kremsanti, kek parcaciklari ve iki kasik nisasta diyordu. kremam cok duru olunca tarifte kremsanti oranini iki katina cikardim sadece.

nisastanin, kremanin icine konulan kek parcaciklari nedeni ile asiri sekerli olmasini onleyecegini dusunuyorum. Ancak agiz tadiniza uymayacagini dusunuyorsaniz ya da kekden krema icine koymayacaksaniz cikartabilirsiniz.

 
At 11/10/05 01:13, Anonymous Adsız ...

Ben yerken ispanakli kek oldugunu soylemediler, ustune de fistik serpmislerdi hic anlamadim. Sizinki de mukemmel gorunuyor, simdi olsaydi da yeseydik:)

 
At 11/10/05 05:31, Anonymous Adsız ...

Çok güzel olmuş, ellerinize sağlık. iştah kabartıcı bir görüntü. Ben de yapmıştım ıspanaklı kek ; hakikaten hiç belli olmuyor ıspanaklar.

 
At 12/10/05 14:12, Anonymous Adsız ...

pastanın görüntüsü mükemmel umarım birgün bizde tadına bakabiliriz .benim teyzemin kızıda çok marifetlidir ...ondan tarifler alıp sizinle paylaşmak isterim tulin

 

Yorum Gönder

<< Ana Sayfa

10.07.2005

Hayırlı Ramazanlar

Biraz gecikmeli de olsa herkese hayırlı ramazanlar.

Çoğu zaman iftar sofralarımızı birbirinden güzel yemekler süslese de, benim için ramazandaki vazgeçilmez ikili dumanı üzerinde bir çorba ve bol limonlu bir salata oldu hep. Sizin?

2 Yorum:

At 7/10/05 06:32, Anonymous Adsız ...

Tarhana corbasi mi o? mis missss..

 
At 8/10/05 11:35, Blogger pınar ...

hepimizin ramazanı hayırlı olsun. bence de çorba gibisi yok. eline sağlık.

 

Yorum Gönder

<< Ana Sayfa

10.05.2005

Domates Patlıcanı


Kırmızı patlıcanı ilk gördüğümde çok hoşuma gitmişti. Bebek patlıcanların satıcısından aldım. Bir türlü kullanmaya kıyamamıştım, ancak tadını da merak ediyordum. Tad olarak bildiğimiz patlıcan gibi olsa da görüntü ve dokusu farklı. Satıcı ne demişti hatırlamıyorum ama ben domates patlıcanı diyorum soranlara.

5 Yorum:

At 6/10/05 03:21, Anonymous Adsız ...

domates patlicani mi?:))))cok yaraticisin.

 
At 7/10/05 10:00, Blogger yEşiL ...

Bu patlican cesidini ilk kez görüyorum. Cok ilginc. Ben gecenlerde bir suudi bakalindan isaret parmagi ebatinda kücük minicik patlicanlar almistim. Onlardan daha ilginc bunlar.. :)

 
At 12/10/05 14:01, Anonymous Adsız ...

şu amerika da da her şey farklı oluyor ... nasıl pişiyor bu patlıcan ? pişerken salçaya gerek yoktur herhalde ? tulin

 
At 14/10/05 16:50, Anonymous Adsız ...

Siten hayirli olsun, tzariflerin cok hosuma gitti bilhassa Patlican. Hic duymamistim, degisik bir patlican cesidi tesekkürler verdigin bilgi icin insallah bulabilirim buralarda, belkide gördüm domates zanettim.
Ellerine saglik görünümüde nefis.
Sevgilerimle

 
At 10/8/21 05:03, Blogger Unknown ...

Bende aldım nasıl pişireceğim bilemedim

 

Yorum Gönder

<< Ana Sayfa

Hafif Patlıcan


Patlıcan yemeklerine devam...


Geçen gün annemi reçel tarifini almak için aradığımda bana patlıcan ile yapılan basit bir tarif verdi. Hiç su eklenmeyen bu patlıcan yemeğine başta kuşku ile yaklaştım, malum patlıcan su çeken bir sebze olarak bilinir. Ancak ilk deneme sonunda o kadar hoşumuza gitti ki 3 gün sonra tekrar aynı yemeği yaptık. Ölçü tamamıyla kişiye kaldığı için de tam benlik.

Tarif şöyle: soğanlar halka halinde doğranıp tencerenin tabanı kaplanır. Üzerine kızartma tarzında doğranmış patlıcan, biber ve domates kat kat konulur. En son aşamada bir kaşık kadar zeytin yağı, bir iki diş sarımsak ve tuz eklenir. Kapağı kapatılan yemek çok kısık ateşte karıştırılmadan pişirilir.

Pişme aşamasında tencerenin kapağını açmamak su buharının kaçmamasını ve yemeğin daha sulu olmasını sağlıyor.

Yağı, sarımsağı ve tuzu ekledikten sonra tam kapağı kapatmak üzere iken biberleri koymadığımı hatırladım. Asıl tarif soğan, patlıcan, biber, domates sırasını takip ediyor.

10.04.2005

Domates Çorbası

Ben bunu hep yapıyorum. Bir tarifi kendime göre biçimlendiriyorum, daha sonra başka birisine anlatırken ölçü falan hak getire. Geçen hafta tarifi isteyen bir arkadaşa yazarken bir daha böyle yapmayacağım, yazıya dökmek ne kadar zor oluyor sonradan demiştim kendime.

Bir tarifte aldığı kadar un/su denilmesine çok kızarım, malzeme ne kadarını alıyor daha önceden o yemeği yapmamış birisi nasıl anlayabilir. Sırf bundan kaçınmak için bu çorbanın orjinal tarifi bulduğum siteyi aradım En azından un ve yağ miktarını ölçüsüne göre vereyim istedim. Maalesef siteyi bulamadım, ya da sonuçlar arasında ama ben o kadar modifiye ettim ki tanıyamadım tarifi. Her ne ise, uzun lafın kısası ölçüleri tarif sırasında açıklamaya çalışacağım ve elimden geldiği kadar yakın ölçüler vererek yazacağım. Miktar konusunda iç güdülerinize de biraz güvenmeniz gerecek yalnız.

4 kişi için;
  • 200gr domates sosu (alternatif olarak sulandırılmış 4-5 kaşık salça, domates püresi, doğranmış 3 adet domates de kullanılabilir)
  • 2 ç. kaşığı sıvı yağ (zeytin yağı ya da çiçek yağı farketmez)
  • 5 ç. kaşığı un
  • 1.5 su bardağı sıcak su (tavuk/et suyu olabilir, ancak eğer tavuk suyu kullanılacaksa yağı 1 kaşığa indirin)
  • 1 su bardağı süt
  • baharat (favoriler kekik, karabiber ve kırmızı biber)
Domates sosu ve yağ kavrulur, domates sosunun üzerinde bir miktar yağın görünmesi ancak tüm yüzeyi kaplamaması gerekiyor (ben bu sefer yağı biraz kaçırmışım). Kavrulan karışıma un yavaş yavaş eklenir (bu aşamada ocağı kısın), karıştırırken kaşık arkasında boşluk bırakmalı. Un kokusu geçinceye kadar kavrulur. Sıcak su çok yavaş bir şekilde ilave edilir. Kıvamı istediğiniz şekilde ayarlamayı bu aşamada yapacağınız için suyu fazladan ısıtmakta fayda var. Ateş açılarak 2-3 dakika kadar kaynatılır. Ocak tekrar kısılıp süt ve baharat eklenir. 5 dakika daha kaynatılıp ocak kapanır. Servis sırasında isteğe göre rendelenmiş kaşar ve kurutulmuş ekmek parçacıkları eklenebilir.

Çorba yapılırken en önemli nokta sürekli karıştırılması.
Çorbanın pütürlü olmaması için özellikle un ve su ekleme aşamalarında buna özel olarak dikkat etmek gerekiyor.

10.03.2005

Püf noktası

Sebzeleri pişirirken mümkün olan en kısık ateşte pişirin. Kendi suyunu yemeğe veren sebze gayet hafif ve lezzetli oluyor.

Düne kadar, içine pirinç koyduğum sebze yemeklerine ve patlıcana su ekleme ihtiyacı duyardım. Ocağı yeteri kadar kıstığımda onlar da ekstra su istemediler.

Bir uyarı, pişme süresi uzun olacağı için sebze yemeğini son dakikaya bırakmamakta fayda var.

2 Yorum:

At 5/10/05 09:18, Anonymous Adsız ...

hayatimda gordugum en lezzetli gorunume sahip site, umarim evlere paket yapiyorsunuzdur ;-)

 
At 1/11/07 13:08, Anonymous Adsız ...

en sevmediğim yemektir hiç beğenmedim size benden tavsiye bu yemeği denemeyin..

 

Yorum Gönder

<< Ana Sayfa

Vejeteryan Patlıcan


Geçtiğimiz hafta pazarda bebek patlıcanlar görünce aklıma annemin o güzel patlıcan reçeli geldi. Hemen denemeyi düşündüm ama annemle konuştuktan sonra reçel yapmaktan şimdilik vazgeçtim. İleriki günlerde mutlaka deneyeceğim.

Patlıcanları satan kişi basit bir tarif vermişti; "Patlıcanları ortadan ikiye ayırın, içlerine sarımsak doğrayıp fırına verin". Tabii ki kendisinin kültürümüzdeki karnıyarıktan haberi yok. Tarifteki sarımsak içini, doğranmış domates, soğan, sarımsak ve baharat karışımı ile değiştirip vejeteryan karnıyarık yapmaya karar verdim.

Ortalarından ikiye ayırdığım patlıcanları kaynayan suda 5 dakika bekletip hazırladığım iç ile doldurdum. 15-20 dakika 250 derece fırında pişirdim, fırını kapatırken üzerlerine kaşar dilimledim. Hafif, aperatif olarak da yenilebilecek bir yemek çıktı ortaya.

2 Yorum:

At 5/10/05 14:04, Anonymous Adsız ...

Cok hos gorunuyorlar:) kokteyl icin hazirlanabilir.Tek lokmalik vejeteryan karniyarik..

 
At 11/10/05 01:15, Anonymous Adsız ...

Patlicani cok seviyorsunuz galiba:) ben de bayilirim..

 

Yorum Gönder

<< Ana Sayfa

10.02.2005

Patates Dilimleri (Deneme I)

KFC patates dilimleri uzun zamandır severek yediğim bir yemek. Ancak kızartma olduğu için yedikten sonra ağırlığını hissedebiliyorum. Bir ara, yemek kitaplarının birinde haşlanarak yapılmış olanlarını gördüm, ama yapmaya fırsatım olmadan tarifi kaybettim. Bugün en sonunda aklımda kaldığı kadarıyla denedim.

Patatesleri dilimledikten sonra kaynayan suda 7 dakika kadar beklettim. Önce aşırı suyunu aldım, sonra da sırasıyla sarımsaklı yumurtaya ve baharatla karıştırılmış una bulayıp tepsiye dizdim. Tek sıra halinde olması önemli. 250 derece fırında kızarıncaya kadar pişirdim. Her iki tarafın da eşit kızarması için spatula yardımı ile alt-üst yaptım.

Çok lezzetli, hafif ve özellikle kolesterol korkusu ile kızartmadan kaçanlar için güzel bir alternatif oldu.

Güncelleme (editor): Un oranının epey az tutulması gerekiyor. Fırına sürüldüğü için un üzerinde kalabiliyormuş.

5 Yorum:

At 5/10/05 09:10, Anonymous Adsız ...

gerçekten güzel görünüyor...ramazanda hafifliği ile yapılacaklar listesine ekledim..teşekkürler/yasemin i.e.

 
At 6/10/05 00:22, Anonymous Adsız ...

Disarda "Potato Wedges" yedigim zaman midemi bozuyorum, cok yagli oluyorlar. Bu tarifi en kisa zamanda deneyecegim.
Haslamis sonra da firina vermissiniz, cok hafif olmustur. Ellerinize saglik..

 
At 7/10/05 06:43, Anonymous Adsız ...

patates en sevdigim sebzedir. bu tarif de cok lezzetli gorunuyor,ellerinize saglik. hemen deneyecegim!

isil isik

 
At 8/10/05 06:19, Anonymous Adsız ...

Merhaba, una hangi baharatları karıştırdın?
ve tarfite hiç yağ yok dimi?
pırıl

 
At 8/10/05 12:50, Blogger ipodtouch ...

Ilginiz icin tesekkurler.

Orjinal tarifte hangileri vardi hatirlamiyorum. Ben kekik, kirmizi biber, kara biber ve evde bulunan bir baharat karisimindan koydum. Birebir KFC tadinda olmadi ama bunlar benim favori baharatlarim, hemen her yemekte az ya da cok eklerim.

Evet, bu sefer yag kullanmadim, sadece tepsiyi patateslerin yapismamasi icin yagladim.

 

Yorum Gönder

<< Ana Sayfa

Hit Counter